ARKA KAPAK:
Uygun bir koca arayışıyla geçen üç Londra sezonunun ardından Daisy
Bowman'ın babası, kızına kesin bir dille koca bulması gerektiğini
söyler. Hem de hemen. Ve eğer Daisy uygun bir talip bulamazsa, babasının
seçtiği adamla evlenmek zorunda kalacaktır: acımasız ve soğuk Matthew
Swift'le.
Daisy dehşete düşmüştür. Bir Bowman yenilgiyi asla kabul etmediği için, o da biriyle… Matthew dışında herhangi bir taliple evlenmek için her şeyi yapmaya karar verir. Ama Matthew'un dayanılmaz çekiciliğini hiç hesaba katmamıştır… ve kısa süre sonra aralarında ikisinin de karşı koyamadığı ateşli bir aşk başlar. Daisy yıllardır nefret ettiği Matthew'un aslında hayallerinin erkeği olduğunu öğrenecektir.
"Gerçekten yetenekli bir öykücü."
Publishers Weekly
Sayfa Sayısı: 348
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Daisy dehşete düşmüştür. Bir Bowman yenilgiyi asla kabul etmediği için, o da biriyle… Matthew dışında herhangi bir taliple evlenmek için her şeyi yapmaya karar verir. Ama Matthew'un dayanılmaz çekiciliğini hiç hesaba katmamıştır… ve kısa süre sonra aralarında ikisinin de karşı koyamadığı ateşli bir aşk başlar. Daisy yıllardır nefret ettiği Matthew'un aslında hayallerinin erkeği olduğunu öğrenecektir.
"Gerçekten yetenekli bir öykücü."
Publishers Weekly
Sayfa Sayısı: 348
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayınları
CAPS:
ALINTI:
"Neye ihtiyaç duyarsan duy," diye fısıldadı, "ne istersen iste, sana onu bulup vereceğim. Sadece bana söyle."
Daisy rahatça gerinirken rahatça
gerinirken uzuvlarında hoş bir ürperti dolaştı. Parmaklarıyla
pürüzsüzlüğünü izleyerek onun dudaklarına dokundu. "Beş dolarlık
dileğinin ne olduğunu öğrenmek istiyorum."
"Hepsi bu kadar mı?" Matthew onun
araştıran parmaklarının altından gülümsedi. "Seni benim kadar isteyen
birini bulmanı diledim. Ama bunun gerçekleşmeyeceğini biliyordum."
Ona bakmak için başını kaldırırken mum ışığı Daisy'nin narin yüz hatlarını aydınlattı. "Neden?"
"Çünkü başka hiç kimsenin seni benim istediğim kadar isteyemeyeceğini biliyordum."
***
Marcus elini sallayarak övgüleri kesti ve
canlı tartışmaları hatırlayınca sırıtarak başını iki yana salladı. "Sana
şunu söylemeliyim ki St. Vincent kılı kırk yarıyor. Eğer kadın olsaydı,
hiçbir erkek onun için yeterli olmayacaktı.""Hiçbir zaman değiller ki," dedi Lillian
küstahça. "Bu nedenle biz kadınların bir deyişi vardır... 'Hedeflerinizi
yüksek tutun, sonra ayak uydurun.'"
Marcus homurdandı. "Sen öyle mi yaptın?"
Lillian'ın dudakları bir tebessümle
kıvrıldı. "Hayır lordum. Ben hedeflerimi yüksek tuttum ve umduğumdan çok
daha fazlasını elde ettim." Ve kocası kıvrımlı vücuduna doğru
sürünerek, onu aralıksız öpmeye başlayınca kıkırdadı.
***
"Senin bir parçan olmak istiyorum," diye fısıldadı Matthew. "Sonsuza kadar seninle olmak istiyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder