20 Eylül 2015 Pazar

SERSERİ KALBİM - Julia London

"Bize, aşık olmanın ne kadar müthiş, büyüleyici bir şey olduğunu hatırlatan bir hikâye… Karakterler öylesine canlı; yaşadıkları sıkıntılar öylesine sahici ki, kitabın sonunda onlardan ayrılmak çok zor geliyor." The Oakland Press


Zengin, tehlikeli, yakışıklı, geçmişi sırlar ve çalkantılarla dolu bir adam…
Yaşadığı bütün felaketlere rağmen dimdik ayakta kalmaya kararlı, genç, güzel bir kadın…
Düşmanca başlayıp karşı konulmaz tutkulara dönüşen bir aşk hikâyesi…

Bir düelloda kaybettiği dostunun şerefini temizlemek ve ona olan vefa borcunu ödemek için hem evinden hem de kalbini paramparça eden kadından uzaklara gitmeye karar veren Sutherland Dükü'nün oğlu Arthur Christian, kendini bekleyen sürprizlerden habersiz, İskoçya'ya doğru yola çıkar.

Ölen kocasından zorluklarla dolu bir hayat miras kalan genç ve güzel Kerry McKinnon, borçlarını ödemek ve ayakta kalabilmek için mücadele verirken, evine el koymak için kapısına dayanan yakışıklı yabancıyla aralarında hemen o anda güçlü bir kıvılcım doğar. Ama onlarınki imkânsız bir aşktır ve çok geçmeden bunun için bütün dünyayı karşılarına almak zorunda kalacaklardır.



Sayfa Sayısı: 508

Baskı Yılı: 2011


Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları


ALINTI:



Papaz kalın sesiyle cenaze ilahisini okumaya başlayınca, siyah kıyafetlere bürünmüş, yas tutan insanlar da bu kederli nağmeye eşlik etti. Onca insanın toplanmasının tek sebebi; ünlü Regent Sokağı Serserileri’nden birinin öldüğüne kendi gözleriyle tanıklık etmek ve ölen adamın mezarına bakarak dedikoduların gerçek mi yalan mı olduğunu anlamak istemeleriydi.


Tıpkı Julian’ın, Phillip’in kanlı göğsünden kafasını kaldırıp, ormana “Öldü!” diye haykırdığında hissettiği gibi keskin bir acı kapladı Arthur’un içini.


Arthur, yanındaki Julian gibi kaskatı duran Adrian’a baktı. Dördü; Adrian, Phillip, Julian ve kendisi, İngiliz aristokrasisinin genç üyelerinin gözünde birer kahramanlardı. Kendi kurallanna göre yaşar, servetlerini daha büyük servetler edinmek için riske atar, toplumdan ve kanunlardan asla korkmazlardı. Gündüzleri Regent Sokağı mağazalarının zengin müşterileri arasından seçtikleri genç kızlarla gönül eğlendirir; geceleriyse kulüplerde babalanndan aldıkları Tanrı vergisi hünerlerini sergiler, tüm güçlerini Regent Sokağı kadınlarının dillere destan yatak odalarına saklarlardı.


Portia’nın yanakları kızardı. Kadın o güzel omuzlarını “Bana ne,” der gibi havaya kaldırıp indirdi. “Kocam bizi göremez. Ayrıca görse de umursamaz.”Ama ben umursarım,” diyen Arthur, kadının bileğini daha da sertçe sıktı. Kadının kemiklerinin kırılacağından


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder