20 Şubat 2015 Cuma

YA HEP YA HİÇ - Elizabeth Elliott


ARKA KAPAK:

Lady Tess, Remmington Kalesini üvey babasından geri almanın bir yolunu ararken, bunun kötülüğüyle ün salmış bir savaş lorduyla evlenmek olacağını hiç düşünmemişti.
Acımasız ve korkusuz Kenric Montague yenilgiyi hiçbir zaman kabul etmemişti ve şimdi Tess'in ona bağlılığını ve sadakatini istiyordu. Fakat Tess, onu korumaya ant içmiş ve içindeki en tehlikeli arzuları uyandıran bu adama nasıl teslim olacaktı?
Güzel ve masum…
Savaş yaraları ve doğumunun ardındaki karanlık gerçek sebebiyle Kenric asla evlenmeyecekti. Tess karşısında dayanılmaz bir tutkuya kapılan Kenric, karısının onu yumuşak başlı bir adama çevirmesine asla izin vermeyecekti. Fakat onları ayırmak için düzenlenmiş hain bir plan karşısında Kenric hayatını tehlikeye atarak sevdiği kadını korumak için elinden geleni yapacaktı.



Sayfa Sayısı: 416

Baskı Yılı: 2012


Dili: Türkçe
Yayınevi: Koridor Yayıncılık


Merhaba,
Yazarı hiç tanımadığım için ön yargı ile okumaya başladığım bir kitap. Galler kasabı diye bilinen Kenric sevgisiz büyümüş hatta babası tarafından öldürülmeye bile çalışılmıştır. Lady Tess ise üvey babasından eziyet çekerek büyümüş bir kız. üvey babadan kaçma ve hakkı olan kaleyi alabilmek için Kenric ile evlenmek zorunda kalıyor. 
Kenric savaş meydanında çok sert ama eşine karşı çok korumacı ve sevecen. Ama bu sevecenliğin onu olumsuz etkilemesinden korkuyor. O yüzden sevgisini gösteremiyor. Sevilmek istiyor ama hem sevmekten hem de sevilmekten ödü patlıyor. 
------SPOILER---- Karısına kızıp onu odaya kilitlemesine rağmen, karısına duyduğu özleme dayanamayıp geceleri yanına uyumaya gidiyor. Tess'in uykusu o kadar ağır ki kocasının yanında olduğundan haberi bile olmuyor. Yalnız her akşam saçlarını ördüğü halde örgülerinin açılmasına bir anlam veremiyor. Kenric Gayrimeşru bir çocuk olması nedeniyle ile kendine bir variste istemiyor. Peki neden evlendi derseniz; Kenric'i kral evlilik için zorluyor.
Yazarın anlatımı çok akıcı, tasvirler çok süper. Duygu yoğunluğunu çok güzel hissettiriyor. Bazı sayfaları dönüp dönüp tekrar okudum. Biraz çeviri problemi var haberiniz olsun. Beni pek rahatsız etmedi.
Sonuç itibari ile kitabı okumaktan zevk aldım. Okumanızı tavsiye ederim.
Tekrar görüşmek üzere,
Hoşçakalın ;)


ALINTI:

"Bazen bir insanın gerçek kişiliğini görmek için yüzeyde gördüğüne değil daha derinlere baman gerekir."


"Son bir anı daha istiyorum bu gece beni istiyorsan seninim."
"Sana bunun bir şeyi değiştirmeyeceğini söyledim neden bunu yapıyorsun?"
"Çünkü seni seviyorum.."
"Tekrar, tekrar söyle.."
"Seni seviyorum. Hayatım boyunca tanıdığım herkesin bu yüzden öleceğini bilsem bile yine de seviyorum."
"Yalan söylüyorsan Tanrı yardımcın olsun Tess."


"Bu yıl geçmeden baba olacaksınız lordum."
"Ne zamandan beri biliyorsun?"
"Birkaç gündür."
"Ne zamandan beri biliyorsun söyle bana."
"Beni güneşli odaya gönderdiğin günün ertesi sabahı bulantılar başlayınca şüphelenmişitm."
"Bugün buraya gelmenin nedeni bu muydu?"
"Hayır! bu haberi nasıl karşılayacağını bilmiyordum. Senin Guy'a verdiğin söüzü biliyorum ve bunun senin aklını çeleceğini bilmiyordum, yani hiçbir fikrim yoktu. Ben... Ben hala beni burada tutmaya niyetin olup olmadığını bile bilmiyorum!"
"Sormak zorunda mısın? Yaşayan hiçbir canlı seni benden alamaz."


"Böyle bir mücevher için daha başka uygun şeyler düşünemiyorum. Senin güzelliğin en değerli taşı bile gölgede bırakır. Sen benim en değerli hazinemsin. Başka bir... Tess? Neyin var tatlım yanlış bir şey mi söyledim?"
"Sen... Sen gerçekten benden hoşalnıyor musun?"
"Seni seviyorum, Tess. Sanırım manastırda amcanla tartışmaya başladığın an seni sevmeye başladım. Her geçen gün, ta ki sensiz olamayacağımı anlayıncaya kadar bende gitgide büyüdün."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder