ARKA KAPAK:
Mairin Stuart, yatağının kenarındaki taş zeminde diz çökmüş bir şekilde
dua ediyordu. Eliyle boynundaki deri kolyenin pürüzsüz yüzeyinde
gezdirdi. Küçüklüğünden beri ezberlediği kelimeleri fısıldayarak her
zaman yaptığı gibi bitirdi duasını. "Lütfen, Tanrım. Beni bulmalarına
izin verme."
Ewan McCabe kazanmaya ant içmişti. Savaş çanları çalıyordu. Bütün klan onun emrindeydi ve Ewan ona ait olanı düşmanlarından almaya hazırdı. Ta ki bir gün ruhu masmavi gözlerinde hapsolmuş, simsiyah saçlı bir kız oğlunu kurtarıp bir anda hayatını değiştirinceye kadar. Mairin, Ewan'ın klanı için bir kurtuluş olabilirdi fakat yıllarca intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir adamın nazarında durum göründüğünden farklıydı.
Kralın gayrimeşru kızı olan Mairin uzun zamandır dış dünyadan uzakta. bir manastırda yaşıyordu. Ancak evlendiğinde sahip olabileceği zenginlik yüzünden kaçırıldığı gün başına gelecek felaketten habersizdi. McCabe'in adamları onu kurtarmış olabilirdi fakat bu aynı zamanda en büyük korkusunu da uyandırmıştı: Ewan McCabe ile evlenmek zorunda olmak… Ona direnirken aslında kendi arzularına da direndiğini fark edecekti.
"Baştan çıkarılmaya hazır olun."
Monica McCarty
Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
İstanbul, 2012
Ewan McCabe kazanmaya ant içmişti. Savaş çanları çalıyordu. Bütün klan onun emrindeydi ve Ewan ona ait olanı düşmanlarından almaya hazırdı. Ta ki bir gün ruhu masmavi gözlerinde hapsolmuş, simsiyah saçlı bir kız oğlunu kurtarıp bir anda hayatını değiştirinceye kadar. Mairin, Ewan'ın klanı için bir kurtuluş olabilirdi fakat yıllarca intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir adamın nazarında durum göründüğünden farklıydı.
Kralın gayrimeşru kızı olan Mairin uzun zamandır dış dünyadan uzakta. bir manastırda yaşıyordu. Ancak evlendiğinde sahip olabileceği zenginlik yüzünden kaçırıldığı gün başına gelecek felaketten habersizdi. McCabe'in adamları onu kurtarmış olabilirdi fakat bu aynı zamanda en büyük korkusunu da uyandırmıştı: Ewan McCabe ile evlenmek zorunda olmak… Ona direnirken aslında kendi arzularına da direndiğini fark edecekti.
"Baştan çıkarılmaya hazır olun."
Monica McCarty
Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
İstanbul, 2012
Merhaba;
Bayıla bayıla okuduğum bir başka kitapta sıra. Bu İskoçlar haşin ama çekici, Sert ama tam aşık adamlar. Kitaptaki erkek kahraman İskoçsa değme o kitabın keyfine. Ama Ewan biraz farklıydı. Mairin'den sevgi sözcüklerini duymak için çok bekledi.
Mairin kralın gayrimeşru kızı ve büyük mirasa sahip. Bu yüzden acımasız Cameron Duncan kızın peşine düştü. Ondan kaçmak adına Ewan ile evlendi. Zamanla Ewan'a aşık oldu. Hoş aşık olunmayacak adam değildi Ewan. Hem de Ewan'ın sevimli oğlu ile arası da çok iyiydi. Ewan klan lideri emir falan veriyor ama konu Mairin olduğu zaman yelkenleri suya indiriyor.
Neyse çok fazla detay vermeyeyim. Serinin ilk kitabı "İskoçyalı'nın Kollarında", İkinci "Sürgün", üçüncü ise "Asla Bir İskoçyalı Sevme". Seri 3 erkek kardeşi anlatıyor. Belirtmeden duramayacağım üçüncü kitabı da çok sevmiştim. Siz bence kitabın adına bakmayın, bu İskoçları sevin diyorum ve yorumumu noktalıyorum.
Tekrar görüşmek üzere,
Hoşçakalın ;)
ALINTI:
“Sınır?”
“Bizim topraklarımızın.”
“Senin baban kim, ufaklık?”
“Adım Crispen, ‘ufaklık’ değil.” Sesindeki hoşnutsuzluk Mairin’i güldürmüştü.
“Crispen, güzel isim. Anlatmaya devam et bakalım.”
“Senin adın ne?”
“Mairin,” dedi sessizce.
“Benim babam Lord Ewan McCabe.”
***
“Bizim topraklarımızın.”
“Senin baban kim, ufaklık?”
“Adım Crispen, ‘ufaklık’ değil.” Sesindeki hoşnutsuzluk Mairin’i güldürmüştü.
“Crispen, güzel isim. Anlatmaya devam et bakalım.”
“Senin adın ne?”
“Mairin,” dedi sessizce.
“Benim babam Lord Ewan McCabe.”
***
" Çocuk kucağında kıvrılmışken, Mairin de onun saçlarını okşuyordu.
Crispen bu küçük yaşına rağmen oldukça olgundu. Ve bir o kadar da
gururlu. “Kaçıp bir tüccarın at arabasında saklandım. Beni bulduğunda
bir gün geçmişti.” Bir anda başını Mairin’in ağrıyan çenesine çarparak
yukarı kaldırdı. “Biz neredeyiz, Mairin?” diye fısıldadı. “Evden çok mu
uzaktayız?” “Evin nerede tam olarak bilmiyorum,” dedi üzüntüyle. “Ama
şu an güneydeyiz ve sanırım senin evinden iki gün uzaklıktayız.” “Güney
mi? Sen de oradan mısın?” diye sordu."
***
***
"Onun kollarında rahat duramamıştı ama yine de onu böyle sıkıca tutarken tüm cesaretini topladı ve "Seni seviyorum," dedi."Lanet olsun, sonunda," diye mırıldandı Ewan.Mairin'in kafası karıştı. "Ne sonunda?""Bu sözler. Sonunda söyledin.""Fakat ben de yeni farkına vardım," dedi şaşkın bir şekilde."Ben zaten biliyordum," dedi Ewan halinden mutlu bir şekilde."Ben bile bilmiyordum. Sen nasıl bileceksin ki?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder